Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır.[1] Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaş, kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan İç Savaşı'nın anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.
Bütün toplumlar, bir devletin varlığı ile nitelenmezler. Avcı ve toplayıcı kültürler ve küçük tarım toplumlarında devlet kurumları yoktur. Devletin doğuşu, insanlık tarihindeki ayırıcı bir geçişi göstermektedir, çünkü devlet oluşumunda söz konusu olan politik gücün merkezîleşmesi, toplumsal değişim süreçlerinde yeni dinamikleri ortaya çıkarır.
Thomas Hobbes, devleti Leviathan adlı eserinde Tevrat'ta bahsedilen Livyatan canavarına benzetmiştir. Max Weber ise devletin meşru şiddet kullanma aracı olduğunu söylemiştir.[2]