Yunus Emre | |
---|---|
Tam adı | Yunus Emre |
Doğumu | 1240[1] Sarıköy, Sivrihisar, Eskişehir, Anadolu Selçuklu |
Ölümü | 1320[2] Yunusemre, Mihalıçcık, Eskişehir |
Çağı | 13. - 14. yüzyıl |
Bölgesi | İç Anadolu Bölgesi |
İlgi alanları | Divan edebiyatı, Tasavvuf edebiyatı, Şiir, Tasavvuf |
Etkilendikleri |
Yunus Emre (Osmanlıca: يونس امره ya da Kul Yunus, Âşık Yunus veya Yunus)[a] (1240-1320), Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf.[3] 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış Türkmen bir derviş olan Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüdür.[3][4][5] Tarihî şahsiyeti hakkındaki bilgiler yetersiz, hatta birbirini yalanlayıcı nitelikte olmakla birlikte biraz da menkıbelere karışmıştır.[3] Yunus Emre hakkında biyografik bilgi veren velayetnameler ile manzum şiirler dışında temel kaynak bulunmamaktadır.[2]
Yunus Emre, 1240 yılında Sarıköy'de doğmuştur.[6] Şiirlerindeki bilgilerden evli ve İsmail adında bir oğlunun olduğu anlaşılmaktadır.[7] Her ne kadar ümmi olduğu söylense de tasavvuf yoluna girmeden önce iyi bir medrese eğitimi almış olması olağandır. İyi derecede Farsça, Arapça bilmektedir. Bazı beyitlerinden Maraş, Kayseri, Tebriz, Nahcıvan, Yukarı Azerbaycan, güneyde Bağdat ve Şam'ı dolaştığı anlaşılmaktadır.
Tapduk Emre, Yunus Emre'nin mürşididir; Yunus, divanının 17 ayrı beytinde bunu dile getirmiştir. Tapduk Emre, Yunus Emre'yi Nallıhan'daki zaviyesinde yetiştirmiştir.[8]
Yunus Emre, resmî yazışma ve edebiyat dilinin Farsça olduğu, ilmî eserlerin Arapça yazıldığı bir dönemde yetişmiş bir geçiş dönemi şairidir.[9] Bu yüzden eserlerinde yerine göre Türkçe, Arapça, Farsça sözler kullanmış, hatta bazen üç dilden de sözcükler kullanmıştır.[10] Yunus, 13. yüzyılda Anadolu sahasında Oğuz Türklerinin konuşup yazdığı yazı dilinin en önemli temsilcisidir. Eski Anadolu Türkçesi de denilen bu şivenin oluşumunda; kullandığı kelime ve ifade kalıpları, mecazlar ve terimlerle Türkçenin edebîleşmesi yolunda bir dönüm noktası olmuştur.[11] Şiirlerini genel olarak hece ölçüsüyle yazmakla birlikte, hece ölçüsüne uyan aruz vezinleriyle de şiir söylemiştir. Tek heceli dil olan Türkçe ile aruz vezni uyum sağlamadığından ister istemez aruz hataları oluşmuştur. Kimi zor kavramları Türkçe kelimelerle rahatlıkla ifade edebilen Yunus Emre, bu özelliğiyle kendisinden sonra yetişecek şairlerin öncüsü olmuştur.[9] Yaşadığı asırda başlattığı millî tarz, takipçileriyle gelişerek sürmüştür.[2]
Yunus Emre'nin Risâletü'n-Nushiyye adlı tasavvufi bir mesnevisi ile Dîvân'ı Türkiye Türkçesinin en önemli metinleri olarak kabul görmektedir.[12] Mısralarında kendisini "Şairler kocası" veya "Âşık Kocası" ibareleriyle tanıtan Yunus Emre, yaklaşık 1320 yılında, 82 yaşında ölmüştür. Ancak, nereye defnedildiği kesin olarak bilinmemektedir. Yunus'tan bahseden çeşitli kaynaklar, mezarının Sarıköy'de olduğunu söylemektedir.[13]
UNESCO, Yunus Emre'nin yaklaşık 750. doğum yılı olan 1991 yılını "Uluslararası Yunus Emre Yılı" ilan etmiştir. Fikir babası, zamanın kültür bakanı Namık Kemal Zeybek'tir.[14]
Kaynak hatası: <ref>
"lower-alpha" adında grup ana etiketi bulunuyor, ancak <references group="lower-alpha"/>
etiketinin karşılığı bulunamadı (Bkz: Kaynak gösterme)